10-Lulu’nun Yaşları (Las edades de Lulú) (1990)
Bigas Luna’nın cüretkar cinsel arayış filmlerinin en etkileyicisi. Francesca Neri’nin ‘saf aşk’ ile yaptığı evlilik sonradan ‘cinsel tutku’ noktasında anlaşılmadık noktalara, fantezilere kadar uzanır. Yönetmen de bu konuda halen unutulmayan şık bir filme imza atmıştır. 



9-Arzunun Şu Karanlık Nesnesi (Cet Obscur Objet du Désir) (1977)
‘Oyuncu değiştiren karakter’ fikriyle çığır açan bir burjuva taşlaması. Bunuel’in miras filmi olarak anılabilecek eser halen bu ‘gerçeküstücü damarı’ ile filmleri etkilemeyi sürdürüyor. 




8-Lezbiyen Vampirler (Vampyros Lesbos) (1971)
Bir garip vampir filmi denebilir. Ancak daha çok duyusal ve belleksel evreniyle dikkat çekici. Bu bağlamda da Jess Franco’nun ‘eşcinsel’ ve ‘psikolojik’ arka planlı ülke sinemasından beslenip kült bir ürün verdiği öne çıkarılmalı. 




7-Lucia (Lucia y el Sexo / Lucia and Sex) (2004)
Bellek, kimlik, cinsellik gibi İspanyol sinemasının has öğelerini kullanıp bunları hikaye kurgusunu bozan ve yaratıcılık dönemi kriziyle oynayan bir yapıya kavuşturan özel bir eser. 20 yıllık yönetmen Julio Medem’in en çarpıcı çalışması. Filmin sinema dünyasına Paz Vega’yı kazandırdığını da unutmayalım. 





6-[REC] serisi (2007-2009)
El kamerasıyla yapılan ‘gerçekçi’ katkıya korkuda sınıf atlatan eserlerden. Jaume Balaguero-Paco Plaza ikilisi seriye yeni şeyler katmayı her daim sürdürüyor. Çok başlı bilgisayar oyunu estetiği de son sürprizleriydi! 




5-Arı Kovanının Ruhu (El espíritu de la colmena / Spirit of the Beehive) (1973)
Belki de ilk ‘savaşa bir çocuğun gözünden bakış’ filmlerinden biri. 1940’lar İspanya’sında politik ya da faşist rejime karşı ayakta durmak isteyen kızın ruh hali ana çerçeveyi oluşturmuş burada. Victor Erice’nin ikinci ama en kalıcı filmi karşımızdaki. 




4-Annem Hakkında Her Şey (Todo Sobre Mi Madre / All About My Mother) (1999)
Pedro Almodovar’ın ‘melodram’ kavramına ‘pembe dizi estetiği’, ‘oyuncu-sahne ilişkisi’, ‘cinsiyet farkları’ gibi temalar üzerinden sınıf atlattığı eseri. Cecilia Roth, Penelope Cruz, Marisa Paredes gibi oyuncuların da çıkışına alan açmıştı. 




3-Gündüz Güzeli (Belle de Jour) (1967)
Bunuel’in üst sınıftan bir kadının cinsel arayışına odaklanıp ‘gizem’li öğeler ve dönüşlerle sardığı yapıtı. Fahişelik meselesine varoluşsal yaklaşımı ve zorladığı sınırlarla İspanyol sinemasında ‘erotizm’ dozajının yükselmesinde en önemli noktalardan biri. Bunuel bu filmi Franco rejiminden kaçtığı Fransa’da çekse de, yönetmenin iz bırakması ‘İspanya’ üzerinden olmuştur. 




2-Aç Gözünü (Abre Los Ojos / Open Your Eyes) (1997)
“Matrix” (1999) çağından önce ‘alternatif gerçeklik’ üzerine giden bir bilimkurgu. Belleğin silinmesi ya da yeni hafıza yaratımı ile ortaya çıkan açmazları masaya yatıran bir Alejandro Amenabar şaheseri. Bir de Amerikan yeniden çevrimi var. 




1-Altın Çağı (L’Age d’or) (1930)
Luis Bunuel’in Salvador Dali ortaklığı ile başladığı kariyerinin ilk uzun metraj temsili. Anlaşılmaz bir gerçeküstücü tasvir ya da aristokrasi eleştirisi diyebiliriz. David Lynch’den Alejandro Jodorowsky’e, sayısız yönetmende iz bırakmış özel bir yapıt.

HABERTÜRK